9 Eylül 2010 Perşembe

KORKUYORUM..!

Korkuyorum...

Yağmuru sevdiğini söylüyorsun; ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun.
Güneşi sevdiğini söylüyorsun; ama güneş çıkınca gölgeye kaçıyorsun.
Rüzgarı sevdiğini söylüyorsun; ama rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun.
İşte bundan korkuyorum; çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun!…

HAYAT BU KADAR KOLAY OLSA!

* Sabah jimnastiğimizi yapmak için "Çalıstır" komutuna tıklamak yetse...


* İşten güçten bunaldığımızda ESC'ye basarak herseyden kaçabilsek, biraz rahatladıktan sonra "Herhangi bir tusa basarak" geri dönebilsek...

* "EKLE/KALDIR"a girerek görmek istedigimiz herkesi hayatımıza dahil etsek, sevmedigimiz insanlari sonsuza kadar hayatımızdan çıkarabilsek...

* Kafamızda binbir gürültü ugultu bizi allak bullak ettiğinde hoparlörlerimizi kapatabilsek...

* Görünüşümüzde değisiklik yapmak istedigimiz zaman,"Görünüm Ayarları"ndan istediğimiz renkleri, inceliği,büyüklüğü, uzunluğu seçebilsek...

* Esyalarımızı kaybettiğimizde "BUL" komutuna
tıklayarak evin her tarafını arayıversek..

* Ev işleri için de bir tıklamayla "YARDIM"a
ulasabilsek.. .

* Sigorta yaptırmaya ihtiyacımız olmasa, kendi
kendimizin Backup'ini alabilsek ve yaralandığımızda hasar gören yerlerimizi yenileyebilsek...

Bakmak ve Görmek Arasındaki Fark

Karı - koca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar.


Birkac saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir güzel bir rüyadan uyandırıldığı icin de biraz kızgındır

"Ne oldu? Ne istiyorsun?" diye sorar.

"Yukarıya bak ve bana ne gördügünü söyle. "

Adam gökyüzüne bakar ve cevap verir:

"Bunun için mi uyandırdın beni?. Baktım işte. Bir sürü yıldız görüyorum, ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız." Karısı tekrar sorar: "Peki, bu sana neyi gösteriyor?" Artik iyice uykusu kaçan adam biraz düsünür ve cevap verir: "Teolojik olarak Tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Felsefi olarak, evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum. Astronomik olarak galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğunu, Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum. Niye sordun bunu bana? Sana neyi gösteriyor?"

"Çadırımızı çalmışlar...''

Alıntı..

Hayırlı bayramlar..

Referanduma çok az bir zaman kaldı. 12 Eylül günü memleketin geleceğinin ne olacağına karar verilmiş olacak. Ama durumun ciddiyetinin pek çok kişi farkında değil. Referandumu bir iddia haline getirdiler. Evet diyenler, Hayır diyenlere karşı. Oysa Anayasa değişikliğine topyekün "Evet" yada  "Hayır" denilemez. Onayladığınız maddeler vardır, onaylamadığınız maddeler vardır. Üzerinde düşünülüp incelenmesi gereken maddeler vardır. Yüzdeyüz katılmak ya da katılmamak söz konusu olabilir mi? Tabiki hayır. Oysa Evetçiler, Hayırcılar adı altında kimliksizleştirilerek anayasa değişikliği oylamamız gerekiyor.

Peki o zaman neden bu kadar keskin bir şekilde Hayır diyeceğim 12 Eylül'de. Çünkü bu hükümetin amacı ne anayasa değişikliği ne de daha demokratik bir ülke. Bu hükümetin ezeli ve ebedi amacı  hiçbir zaman değişmedi, değişmeyecek. Onlar her adımı, "sevdaları" olduğunu söyledikleri millet için değil, milleti maddi ve manevi yönden sömürerek amaçlarına giden yolda keselerini doldurarak ilerlemek için atıyorlar.. Kazanmak için her yolu mübah görüyorlar. kah Nazım'dan dizeler okuyorlar kah gözyaşları içinde ömrünün baharında idam edilmiş gençlerin ailelerine yazdıkları mektupları okuyorlar. Hani nerden geldiklerini, söylemlerini ve icraatlarını bilmesek; içlerinde yanan demokrasi ateşi gözlerimizi yaşartacak.

Olasılık diye ortaya attığımız herşey başımıza geliyor. Bundan 10 sene önce "yok canım olmaz öyle şey" dediklerimizi bugün yaşıyoruz. Her hükümet döneminde kendi zenginliğini yaratmıştır, yolsuzluklar olmuştur ama hiç bir dönemde ülkeyi yönetenlerin aileleri bu kadar memeleketi soymamışlardır. Halk nasıl bir gaflet uykusundadır. Herkes herşeyi bilmesine rağmen "ne olacak canım! Bir tek bunlar mı yapıyor, herkes yapıyor" kabullenmişliğinde her yapılan kanunsuzluğu sineye çekmektedirler. Sonunu göremediğimiz bir tüneldeyiz. İşte bu yüzden HAYIR belki de tünelin ucunda bir ışık olacak bizlere.

Halk olarak uyanalım artık bu gaflet uykusundan. Şu anda bu kadar paralar harcanarak yapılacak referandumdan çok daha büük sorunları var bu ülkenin.. Teğet geçtiği iddia edilen krizin etkileri gizliden gizliye virüs gibi yayılmakta. Hergün küçük işyerlerinden biri kapanıyor. Küçük esnaf can çekişiyor. Üniversite mezunu binlerce kişi işsiz, iş bulabilenler de ev kirası ve faturalara yetecek kadar paraya çalıştırılmak istenmektedir. Ülkemde insanlar ekmek derdine düşmüşken neylesin referandumu. "Banane" diyor sokaktaki insan, "Evet çıksa ne nolur hayır çıksa nolur? Karnım doyacak mı sanki?" Halkının evine nasıl ekmek götüreceğini düşüneceği yerde, düşmüş anayasa değişikliğinin peşine. Ne yapsınlar senin referandumunu da anayasa değişikliğini de. Her sorunu çözdünüz sadece "şu yargıyı da elimize geçirsek de memleketi daha rahat yesek" derdiniz mi kaldı.. Şu mübarek bayramda bile milletinize "hayırlı bayramlar dilemeye bile korkuyor dilleriniz.

Memleketime hayırlı bayramlar dilerim..